Duruşmalar telefonla veya internet üzerinden yapılabilir mi?
Av.Özgür Eralp
Haziran 2006-ANKARA
www.ozgureralp.av.tr
avukat@ozgureralp.av.tr
Şüphesiz bu sorunun iki açıdan değerlendirilmesi gerekiyor. Birincisi bu teknolojik olarak mümkün mü? İkincisi bu hukuken mümkün mü? Birinci sorunun cevabını aslında artık çocuklar bile biliyor. Msn Messenger, icq, skype ve benzeri programlarla yazışmak, sesli-görüntülü görüşmeler yapabilmek, dosya paylaşımı yapmak artık hem çok basit hem de internet bağlantı ücretini saymazsak bedava.
O zaman geriye bir tek bunun hukuki açıdan mümkün olup olmadığı sorusu kalıyor. Bilindiği üzere Adalet Bakanlığı tarafından yürütülen Ulusal Yargı Ağı Projesi teknolojiyi adaletle buluşturmayı hedefliyor. Ancak bu uygulamanın yürütüldüğü pilot adliyelerde bu işin sadece donanımsal ve yazılımsal alt yapısının kurulmasıyla yetinilemeyeceği işin hukuki altyapısının da düzenlenmesi gerektiği ilk başta yapılan eleştiriler arasındaydı.
Durum böyle olmakla birlikte ülkemizde yargılama faaliyetlerinin çok hızlı yürümediği bilinen bir gerçek. Ve bir o kadar önemli bir gerçek daha var ki “GECİKEN ADALET ADALET DEĞİLDİR”
Nitekim Anayasamızın DURUŞMALARIN AÇIK VE KARARLARIN GEREKÇELİ OLMASI başlıklı 141.maddesinin 4.fıkrası gereğince Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir. Aynı şekilde yürürlükteki HUMK’un 77.maddesi gereğince Hakim tahkikat ve muhakemenin mümkün olduğu derecede sürat ve intizam dairesinde cereyanına ve beyhude masrafa meydan verilmemesine dikkatle mükelleftir.
Nihayet bu makalenin asıl dayanağını oluşturan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısının Usul ekonomisi ilkesi başlıklı 36.maddesi de Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür diyerek aynı ilkeyi benimsemiştir.
Şüphesiz yazımızın başına sorduğumuz sorunun cevabı yürürlükteki mevzuata göre hayır. Ancak HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU TASARISININ 154.maddesi ve gerekçesi bu soruya net olarak cevap veriyor.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısının konuya ilişkin 154.maddesi ve gerekçesi aşağıdaki gibidir;
MADDE 154- (1) Mahkeme, tarafların rızası olmak şartıyla, kendilerinin veya vekillerinin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden oturuma katılmalarına ve usul işlemleri yapabilmelerine izin verebilir.
(2) Tarafların rızası olmak kaydıyla, mahkeme, bir tanığın, bilirkişinin veya bir tarafın dinlenilmesi esnasında başka bir yerde bulunmalarına izin verebilir. Dinleme, ses ve görüntü olarak aynı anda duruşma salonuna nakledilir.
MADDE 154- Madde, taraflara modern teknolojiden ve Adalet Bakanlığınca uygulamaya konulan Ulusal Yargı Ağı Projesinden yararlanma imkânı hazırlamaktadır. Bu yolla, yargılamanın her hangi bir işlemine uzaktan katılma, tarafın isticvabı, şahidin veya bilirkişinin dinlenilmesi mümkün olacak, hâkim uzaktan da olsa delillerle bizzat temas kuracak; Anayasanın da amir hükmü olan “usul ekonomisi çerçevesinde daha az emek ve daha az masrafla” davanın karara bağlanması sağlanacaktır.
Maddenin birinci fıkrasında, yapılan işleme muhatap olmayan tarafın, bu işlemi görüntü ve ses nakli yoluyla izlemesi mümkün hâle getirilmekte, ikinci fıkrada ise tanığın, bilirkişinin ya da tarafın başka bir yerden elektronik araçlarla dinlenmesine imkân yaratılmaktadır. Bu işlemlere ait masrafın, o işlemin elektronik ortamda yapılmasını isteyen tarafın yatırdığı avanstan karşılanacağı tabiîdir.
Her iki fıkrada da tarafların rızası özel olarak aranmıştır. Çünkü doğrudanlık ilkesi gereğince, hâkimin kural olarak delilleri doğrudan ve tarafların huzurunda incelemesi gereklidir. Bu çerçevede, daha iyi değerlendirilme yapılabilmesi açısından, taraflar birbirleri ile ve tanık ya da bilirkişi ile doğrudan aynı ortamda bulunarak soru sormak, cevaplarını tartışmak isteyebilirler. Taraflar kabul etmezlerse, ses ve görüntü nakli yoluyla diğer tarafın, tanığın veya bilirkişinin uzaktan dinlenmesi mümkün olmayacaktır. Böyle bir durumda ya aynı mahkemede veya istinabe yoluyla başka bir mahkemede doğrudan dinlenilme gerçekleştirilecektir.
Bu madde dışında isticvap ve yeminde de ses ve görüntü nakli yoluyla dinlemenin mümkün olduğu ayrıca belirtilmiş, tanık, bilirkişi ve tarafın normal dinlenmesinde ise bu hükümle yetinilmiştir. Zira isticvap ve yemin bizzat tarafın ikrar veya delil elde edilmesi amacıyla dinlenmesi sonucunu doğuracaktır. Bu sebeple, işin niteliği gereği ayrıca düzenlenmesi gerekli görülmüştür. Bu özel düzenlemeler dışında, bu madde genel düzenleme olarak uygulama alanı bulacaktır.
Bu madde ışığında ilk etapta akla gelebilecek sorular şu şekilde özetlenebilir:
1.Taraf veya vekili görüntülü sabit veya cep telefon hattı aracılığıyla veya msn Messenger, icq, skype ve benzeri programlar aracılığıyla duruşmaya katılıp beyanda bulunabilir mi?
2. Feragat, kabul, sulh gibi çok önemli sonuçlar doğuran usuli işlemler telefon veya internet vasıtasıyla yapılabilir mi?
3. Taraflar vekillerine bu şekilde işlem yapabilme yetkisi noterden verilen vekaletnamelerin içerisinde açıkça ve ayrıca belirtmeli midir?
4. Davacı vekili görüntülü telefonla duruşmaya katılmak istediğini belirtmiş olsun ve duruşma sırasında Mahkeme tarafından aranmış olsun. Eğer aranılan kişiye ulaşılamazsa dava müracaata mı bırakılmış sayılacaktır?
5.Duruşma esnasında her iki tarafla da irtibat kurulmuş olsun. Bu sıra bağlantı kesilirse açık olan duruşmaya ne şekilde devam olunacaktır. Bir adım daha öteye gidelim duruşma sırasında bir şekilde (kasıtlı veya bilmeden) telefonun kapatıldığında haklı bir sebep olmaksızın avukat tarafından duruşma salonunun terk edilmesi durumunda uygulanacak müeyyideler burada da uygulanabilecek midir?
Her ne kadar ilgili kanun tasarısı maddesi ve gerekçesi çok açık olarak düzenlenmişse de birçok açık olmayan noktanın bulunduğu da muhakkak. Ancak bu tür soru ve cevap olasılıklarının incelemesini başka bir çalışmada yapmak daha isabetli olacaktır. Zira tasarını ilgili maddesi sorumuza ilkesel anlamda cevap vermeye yetecek düzeyde yazılmıştır.
Mühim olan kanun maddelerinin uygulanmasının sağlanmasıdır. CMK’daki benzer düzenlemeler gereğince Adalet Bakanlığı tarafından el kameraları alımı ile ilgili olarak duyurular yapılmaya başlanmış olması bu maddelerin yok omaya terk edilmeyeceği anlamında bizlere umut vermektedir. Bakanlık duyurularında belirtildiği üzere alınacak ve kullanılacak kameraların asgari özellikleri aşağıdaki gibi olup günümüzün teknolojisi açısından iyi bir standart hedeflemektedir.
KAMERALARIN ASGARİ ÖZELLİKLERİ
<!–[if !supportLists]–> · <!–[endif]–> Kayıt özelliği kasetli, DVD veya Harddiskli
<!–[if !supportLists]–> · <!–[endif]–> 10 X zoom
<!–[if !supportLists]–> · <!–[endif]–> 800.000 Pixel
<!–[if !supportLists]–> · <!–[endif]–> Dahili, streo mikrofonu, ses kaydı dijital stereo
<!–[if !supportLists]–> · <!–[endif]–> Harici A/V-video çıkışı
<!–[if !supportLists]–> · <!–[endif]–> Harici ses çıkışı
<!–[if !supportLists]–> · <!–[endif]–> MPEG-2 formatında görüntü
<!–[if !supportLists]–> · <!–[endif]–> En az 4 saat kullanımlık batarya ile yedek batarya
<!–[if !supportLists]–> · <!–[endif]–> Tripot ayak (Tercihli)
<!–[if !supportLists]–> · <!–[endif]–> C E belgesi.
<!–[if !supportLists]–> · <!–[endif]–> Garanti belgesi.
Makalemizin başında sorduğumuz sorunun cevapları tartışıladursun önümüzdeki dönemde hukuk davalarında çok farklı gelişmelerin bizi beklediği bir gerçek. Umarım hukuk camiası olarak bu değişim sürecini mümkün olan en az hata ve olumsuzlukla yaşarız. Şüphesiz burada da en büyük iş biz uygulamacılara düşüyor.