CEVAP 130:
T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2006/33909 K. 2007/11104 T. 17.4.2007 tarihli kararının ilgili bölümü aşağıdaki gibidir:
Davacı, açmış olduğu bu davada davalı şirketin yayınladığı gazetede 5953 sayılı yasa kapsamında gazeteci olarak çalıştığını ve iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacakları isteklerinde bulunmuştur.
Mahkemece, davacının çalışmalarının 5953 sayılı yasa kapsamında olmadığı gerekçesiyle, fesih tarihi itibarıyla yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu hükümleri doğrultusunda davaya konu işçilik hakları yönünden hesaplama yapılarak isteklerin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü taraflar temyiz etmişti.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacı, daha önce çeşitli basın yayın kuruluşlarında gazeteci sıfatıyla çalışmış ve davaya konu işyerinde 1.4.2003-15.11.2003 tarihleri arasında davalı şirket tarafından yayınlanan … ve … adlı elektronik gazetelerin yayın koordinatörü olarak görev yapmıştır.
Davacının anılan çalışmalarının basın çalışanlarıyla ilgili 5953 sayılı yasa kapsamında sayılıp sayılamayacağı, taraflararasındaki temel uyuşmazlığı oluşturmaktadır. 5953 sayılı yasanın 1. maddesinde kanunun kapsamı, “ Bu Kanun hükümleri Türkiye’de yayınlanan gazete ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fkir ve sanat işlerinde çalışan ve İş Kanunundaki “işçi” tarifişümulü haricinde kalan kimselerle, bunların işverenleri hakkında uygulanır” şeklinde kurala yer verilerek ifade edilmiştir. Öte yandan 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 38. maddesinde de, radyo ve televizyon kuruluşlarının haberle ilgili birimlerinde çalışanların 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Buna göre anılan yasa kapsamında çalışanların belirlenmesi bakımından anılan yasaların ilgili hükümleri açısından değerlendirmeye gidilmelidir.
Davalı şirketin özel radyo ve televizyon kuruluşu olmadığı dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu itibarla 3984 sayılı yasanın anılan hükmü yönünden inceleme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Davalı şirketin unvanında “yayıncılık” ifadesi de yer almakta olup, davalı işverenin bu anlamda elektronik ortamda yayın yapan gazeteler çıkardığı tartışmasız durumdadır.
Günlük veya çok kısa aralıklarla yayımlanan, günlük haber ileten nispeten büyük boyutta basılı eser olarak tanımlanabilen gazetenin umuma hitap etmesi ve devamlılık göstermesi de gerekir. Gazetenin yayınlanması bir başka anlatımla basılıp çoğaltılması gerekirse de, günümüzde teknoloji ve iletişimin geldiği nokta itibarıyla, gazetenin nesne olarak basımı ve dağıtımı bir zorunluluk değildir. Gazetenin elektronik ortamda, umuma açık olarak yayınlanması ve okuyucunun yararlanmasına sunulması da mümkündür. Somut olayda davalı işveren internet ortamında gazetecilik faaliyetlerini yürütmüş ve davacı da iki gazetenin koordinatörlüğünü yapmıştır. Bu itibarla davacının çalıştığı işyeri, 5953 sayılı yasanın 1. maddesinde sözü edilen “gazete” kavramı kapsamında değerlendirilmelidir.
Davacının görev yaptığı birimin gazete olarak ele alınması gerektiği bu şekilde belirlendikten sonra, 5953 sayılı yasanın 1. maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen fikirve sanat işi yapma ölçütü üzerinde durulmalıdır. Anılan hükme göre gazete işyerlerinde çalışanların tamamı kanun kapsamında değerlendirilmemiş ve fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışma koşulu da aranmıştır. Davacının, gazetenin koordinatörü olması sebebiyle fikirve sanat işi yaptığı kabul edilmelidir. O halde davacının aylık ücret karşılığı olan bu çalışmalarının 5953 sayılı yasa kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece davacının 1475 sayılı yasa kapsamında çalıştığından bahisle sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Davaya konu isteklere hak kazanma ve hesaplamalar noktasında 5953 sayılı yasaya göre değerlendirme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.