SORU 174 : Border Trade – Sınır Ticareti nedir?

Border Trade – Sınır Ticareti 1.12.2008 tarihli ve 2008/14451 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki “Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin Karar” kapsamında yer alan illerin ihtiyaçlarının bir kısmının, sınır komşusu ülkelerden ithalat yoluyla daha düşük maliyetle karşılanması ve bu illerimizden ihracatın artırılması suretiyle söz konusu illere ekonomik canlılık kazandırılması amacıyla yapılan ticari işlemlerdir.
Sınır ticaretinin ayrıca Sınır Ticaret Merkezlerinden de yapılması mümkündür. 2008/14451 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında öngörülen, sınırda kurulan ve sınır ticareti kapsamında ihracat ve ithalat yapılabilen alanların yer aldığı, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesi dışında addedilen yerleri ifade eder. Diğer bir deyişle, Sınır Ticareti kapsamında kurulan mağazaların bulunduğu ve iki sınır ili arasında ticaretin yapıldığı yerlerdir.
Sınır Ticareti ile ilgili mevzuatın kapsamını: “4458 Sayılı Gümrük Kanunu(Md. 172)”, “2008/14451 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin Karar” , “Sınır Ticaret Merkezlerinin Fiziki Olarak Düzenlenmesi, Eşya ve Stok Kontrollerinin Yapılması ile Bu Merkezlere Giriş ve Çıkışlara İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik” ve “İhracat:2009/7 Sayılı Sınır Ticaretinin Uygulanmasına İlişkin Tebliğ” oluşturmaktadır.
Sınır Ticareti yapılabilecek iller,  2008/14451 sayılı Kararın 2. maddesi ile belirlenmiştir. İlgili Karar kapsamında; Artvin, Ardahan, Iğdır, Ağrı, Van, Hakkari, Şırnak, Mardin, Şanlıurfa, Kilis, Gaziantep ve Hatay illerimizde sınır ticareti yapılabilmesi mümkündür. Bu iller, Bakanlar Kurulu Kararı’ nda karşılarında gösterilen ülkelerle sınır ticareti yapabilirler.
2008/14451 sayılı Karar kapsamındaki illerde en az iki yıldır yerleşik olarak faaliyette bulunan esnaf ve tacir, sınır ticareti kapsamında ithalat ve ihracat yapabilir.
Sınır ticareti kapsamında yapılacak ürün giriş ve çıkışı “yetkili gümrük kapısından” veya “Sınır Ticaret Merkezinden” yapılır.
008/14451 Sayılı Karar kapsamındaki sınır illerinde en az iki yıldır yerleşik olarak faaliyet gösteren esnaf ve tacire, ilgili STM’ de mağaza kiralama ve sınır ticareti kapsamında ithalat-ihracat yapma yetkisi veren belgedir.
Sınır Ticareti Belgesi, ilgili Valilikler tarafından düzenlenir. Karar kapsamındaki illerde yerleşik esnaf yada tacirler sınır ticareti belgesi almak üzere ilgili ildeki İl Ticaret Odası veya İl Ticaret ve Sanayi Odası’ na başvurur. Söz konusu odalar talepleri Değerlendirme Komisyonuna iletir. Değerlendirme Komisyonu, başvuru tarihinden itibaren 10 işgünü içerisinde müracaatları inceleyerek sonuçlandırır. Müracaatları uygun görülen esnaf ve tacirlere, Valilikçe Sınır Ticareti Belgesi verilir.
Belgenin geçerlilik süresi 1 yıl olup, süre bitiminde talep üzerine Valilikçe yeni belge düzenlenir. Belge hiçbir şekilde devredilemez.
Sınır ticareti kapsamında ithalat yapma yetkisi veren ve İl Değerlendirme Komisyonu tarafından düzenlenmesi uygun görülen belgedir.
Karar kapsamındaki illerde yerleşik esnaf yada tacirler, İthalat Uygunluk Belgesi almak üzere ilgili ildeki İl Ticaret Odası ve ya İl Ticaret ve Sanayi Odası’ na başvurur. Söz konusu odalar talepleri Değerlendirme Komisyonuna iletir. Değerlendirme Komisyonu, başvuru tarihinden itibaren 10 işgünü içerisinde müracaatları inceleyerek sonuçlandırır. Müracaatları uygun görülen esnaf ve tacir adına her bir ürün için bir İthalat Uygunluk Belgesi verilir. İthalat Uygunluk Belgesi düzenlenmesinde; il ihtiyacı ölçütü ile talep sahibinin vergi ve sosyal sigorta prim borcunun olup olmadığı, son bir yıla ait işletme cirosu ve esnaf ve tacirin sektörel faaliyet alanı ile daha önce adına tahsis edilmiş İthalat Uygunluk Belgeleri kapsamında gerçekleştirmiş olduğu ithalata ilişkin veriler de göz önünde bulundurulur.
Belgenin geçerlilik süresi düzenlendiği tarihten itibaren 45 gün olup bu süre uzatılamaz. Ancak, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca belirlenen tarım ürünlerinin ithalatında hasat dönemi dikkate alınarak bu belge daha kısa süreler için düzenlenebilir.
 
Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin Karar kapsamındaki illerde sınır ticaretine ilişkin tüm hususlarda karar vermeye yetkili organ, İl Değerlendirme Komisyonu’ dur; komisyonun sekreterya hizmetleri İl Ticaret Odası ve ya İl Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yürütülmektedir.
Komisyon; Vali veya Vali Yardımcısı Başkanlığında, İl Jandarma Komutanlığı yada İl Emniyet Müdürlüğü temsilcisi, Defterdar, Gümrük Müdürü, Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü, İl Ticaret Odası ve ya İl Ticaret ve Sanayi Odası ile Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği temsilcilerinden oluşur.
Sınır Ticaret Merkezleri, ilgili Valiliğin talebine istinaden Ekonomi Bakanlığı’nın koordinasyonunda; Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı temsilcilerinden oluşan bir komisyonun oybirliğiyle yapacağı teklif üzerine Ekonomi Bakanı’nın onayı ile kurulur.
STM’ ler; İl Özel İdaresi tarafından inşa edilir ve işletilir. Mağazaların kiraya verilmesine ilişkin uygulamalar da, ilgili valilikçe hazırlanıp Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca uygun görülen Sınır Ticaret Merkezleri Yönergesi çerçevesinde İl Özel İdaresi tarafından yürütülür.
STM’ lerin fiziki olarak düzenlenmesi, eşya ve stok kontrollerinin yapılması ile bu merkezlere giriş ve çıkışlara ilişkin usul ve esaslar Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca tespit edilir.
Sınır ticareti yapılabilecek 12 ile karşılık, günümüzde faal dört adet STM mevcuttur: Ağrı(SARISU), Hakkari(ESENDERE), Van(KAPIKÖY), Iğdır(DİLUCU).
Sınır ticareti kapsamındaki ithalat ve ihracat işlemleri için, “Gümrük Beyannamesi” düzenlenir.Sınır Ticareti kapsamında ithalat ve ihracat yapabilmek için “Sınır Ticareti Belgesi” ne sahip olmak şarttır. İthalat işlemlerinde; “Sınır Ticaret Belgesi” nin yanı sıra, “İthalat Uygunluk Belgesi” de aranmaktadır. İhracat işlemlerinde ise; “Sınır Ticaret Belgesi” ile “ihraç edilen eşya faturası” ve “İhracatçı Birliğince onaylanmış Gümrük beyannamesinin” yetkili gümrük idaresine tevdi edilmesi gerekir.
STM’ lerdeki ticaretin özel bir amaca yönelik olması nedeniyle, normal ticarete göre teşvik edilmesi ve bazı üstünlükler sağlanması söz konusudur. Bu üstünlüklerden bir tanesini de vergi avantajları oluşturmaktadır. Sınır Ticareti yoluyla yapılacak ithalatta tek ve maktu vergi uygulanır. Tek ve Maktu vergi; Gümrük vergisi oranı sıfır, Katma Değer Vergisi ile Özel Tüketim Vergisi oranları tam olarak dikkate alınarak hesaplanır.
2008/14451 sayılı Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin Karar’da; sınır ticareti kapsamına girmeyen ürünler aşağıdaki gibi sıralanmıştır:
İhracı ve ithali ilgili mevzuatla yasaklanmış ve ithali belli kurum ve kuruluşlara bırakılmış maddeler,
Ticaret Politikası Önlemleri kapsamındaki kota, koruma, damping ve sübvansiyona karşı vergi önlemlerine tabi ürünler,
5201 sayılı Harp Araç ve Gereçleri ile Silah, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında kanun kapsamında kontrole tabi ürünler,
Yerli üretimin ve imalatın korunması ile ithalatta ve iç piyasada haksız rekabetin önlenmesi kapsamında; Çay, Şeker, Fındık ve Antepfıstığı, Canlı Hayvan, Et ve Et Ürünleri, Süt ve Süt Ürünleri,
Petrol ve Petrol Ürünleri.
*Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca bazı tarım ürünleri için belirlenen ülkemizdeki hasat dönemlerinde, ilgili ürünlerin ithali sınır ticaretine konu edilemez.
*İthalat Rejim Kararı, İhracat Rejim Kararı ve Dış Ticarette Teknik Düzenlemeler ve Standardizasyon Rejimi Kararı ve diğer mevzuatla ihracı ve ithali izne tabi ürünlerin sınır ticaretine konu edilmesi, ilgili mercilerin izni ile mümkündür.
* Üçüncü ülke menşeli ürünlerin sınır ticareti kapsamında ithalatına izin verilmez.
* Sınır ticareti kapsamında, transit ticarete müsaade edilmez.
Ülke Bazında Sınırlama: 2008/14451 sayılı Karar’da da belirtildiği üzere “İthalat Değer Limiti” de denilen bu uygulamaya göre; sınır illerimize komşu bir ülke ile aramızda, bir yılda toplam 100 milyon dolar ithalat sınırı bulunmaktadır.
Sektörler Bazında Sınırlama: Sınır Ticaretinin Uygulanmasına İlişkin 2009/7 sayılı Tebliğ de Değişiklik Yapılmasına Dair 2010/14 sayılı Tebliğ değişiklikleri uyarınca İthalat Değer Limiti; CIF kıymet üzerinden, 50 milyon dolara kadar “Tarım Ürünleri” ve 50 milyon dolara kadar “Sanayi Ürünleri” olmak üzere; ülke bazında yıllık toplam tutarın azami 100 milyon doları geçmemesi kaydıyla, söz konusu sektörel değerlerin ilgili sınır illerine paylaştırılması suretiyle tespit edilir. Diğer bir deyişle; ülke bazında belirlenen 100 milyon dolarlık miktarın yarısının tarım ürünleri, diğer yarısının ise sanayi ürünleri için kullanılması şarttır.
Ürünler Bazında Sınırlama: 2008/14451 Karar gereğince; İl Değerlendirme Komisyonu tarafından yıl içinde her bir ürün için düzenlenmesi uygun görülecek İthalat Uygunluk Belgelerinin toplam değeri, ilgili sınır ili bazında tarım ve sanayi sektörü için belirlenen yıllık ithalat değer limitinin %5’ ini geçemez.
Menşe Sınırlaması: Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin 2008/14451 sayılı Karar kapsamında; İthalat işlemlerinde, eşyanın ilgili sınır ülkesinde üretildiğine veya imal edildiğine dair ithalatın yapılacağı ülkenin yetkili makamlarınca düzenlenen menşe şahadetnamesi ilgili gümrüklerce aranır. Yani sınır ticareti kapsamında ithali yapılacak ürün, sınır ticareti yapılacak ülke menşeli olmak zorundadır.
Zaman Sınırlaması: 2008/14451 Karar’da belirtildiği üzere; “bir esnaf veya tacir” ya da “STM mağazası” tarafından, ayda toplam 50 bin dolara kadar eşya ithal edilebilir; bu, söz konusu esnaf ve ya tacir ya da STM mağazası için aylık maksimum değerdir.
Bu kapsamda Irak Devleti ile Türkiye arasında, Irak’tan karayolu sınır ticareti ile ithal edilen ham petrol ithalatı karşılığında yine bu ülkeye ithalat rejimi kapsamında Türk menşeli sanayi ürünleri ihraç edilmesine ilişkin Border Trade Agreement (Türk – Irak Sınır Ticareti Düzenlemesi) adı altında özel bir ticaret mekanizması oluşturulmuştur.
Bu kapsamda Ekonomi Bakanlığı, Iraklı alıcı kuruluşları ile tedarikçi Türk firmaları arasında yapılan anlaşmalar kapsamında gerçekleştirilen sevkiyatlara ilişkin ödememelerin söz konusu ihracata fon sağlamak amacıyla Turkish Petroleum International Company (TPIC) tarafından kurulan ve tasarrufu Irak Hükümetine ait olan bir fon oluşturmuştur.
Ödemelerin yapılmasına ilişkin olarak ise, Irak Devleti tarafından Bakanlığa diplomatik kanallarla talimat verilmekte ve bu talimatlara istinaden Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü’nün TPIC’e bu talimatları ileterek Halk Bankası tarafından ödeme yapılmasının sağlanmaktadır.
Halk Bankası’nda yer alan ve ihracatçı Türk firmaları tarafından yapılan ihracat bedeline kaynak teşkil etmek üzere oluşturulan fon üzerinde tasarruf yetkisinin tamamen Irak Hükümetine aittir.  Ancak Ekonomi Bakanlığı bu projeler için açılan banka hesabından yapılacak ödemelerin iki ülke arasında varılan mutabakatlara aykırı kullanılmasını engellemekle sorumludur. Bu hesaptan yapılacak ödemelerin ihracat için mal ve hizmet sağlayan Türk firmalarına yapılmasının iki ülke arasında varılan mutabakatın gereğidir.
2000 yılı Eylül ayında Türkiye – Irak Sınır Ticareti Düzenlemesi ‘Border Trade Arrangement’ (BTA) kapsamında Irak’tan karayolu sınır ticaretiyle ithal edilen ham petrol ithalatı karşılığında yine bu ülkeye ithalat rejimi kararı kapsamında Türk menşeli sanayi ürünleri ihraç edilmesine ilişkin özel bir ticaret mekanizması oluşturulmuştur.
İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birliği bu mekanizmanın işlerliği açısından ihracata ilişkin iş ve işlemlerin gerçekleştirilmesine uygunluk verilmesi, yapılacak ihracatın takip edilmesi, kontrolü ve denetlenmesi gibi önemli işlevler üstlenmektedir.
Birliğin 5910 sayılı Kuruluş ve Görevleri hakkında kanunda her ne kadar görevleri sınırlı bir çerçeve içerisine sığdırılmış ise de, IMMIB yukarıda sözü edilen ihracat mekanizmasının işlerliği açısından ciddi bir misyon üstlenmiştir.
Buna göre, Türk- Irak protokolü (BTA) kapsamında imzalanan firma kontratları ve değişiklikleri ile ilgili uygulama usul ve esasları kapsamında inceleyerek değerlendirmek, uygunluk verebilecek kontratları İhracat Genel Müdürlüğüne iletmek uygun görülen firmaları Bağdat Ticaret Müsteşarlığına bildirmek, yüklemeleri takip etmek gibi ihracatın gerçekleştirilmesinde temel unsurlar IMMIB tarafından geçekleşmektedir. (http://www.immib.org.tr/tr/kurumsal-subelerimiz-uygulama-uyelik-subesi.html, Temel Görev ve Sorumluluklar, md.25)
Bunun yanı sıra Türk Firmaları ile Irak Kamu kuruluşları arasında 19.03.2003 tarihinden önce imzalanan anlaşmalara yeniden işlerlik kazandırılarak ihracatın hızlandırılması amacıyla hazırlanan BTA’ya ilişkin Uygulama Usul ve Esaslarının “İhracat Bedellerinin Ödenmesi İşlemleri” başlıklı 12. Maddesinde; “(2) Bakanlığın ödeme bildirimine ilişkin yazısı uyarınca, IMMIB tarafından ilgili gümrük beyannameleri ile imalatçı firmalarca kesilmiş faturalar ve diğer belgeler ilgili firmalardan istenir.(3) IMMIB, ilgili gümrük beyannamelerindeki ürünlerin tanımı, menşei, miktarı ve birim fiyatını ilgili sözleşmelerde ve faturalarda yer alan bilgiler ile karşılaştırmak suretiyle inceler ve ödeme bildirimindeki tutar ile ilgili gümrük beyannamelerindeki toplam bedelin uygunluğunu kontrol eder.(4) IMMIB ‘in teyit yazısına istinaden Bakanlıkça (İhracat Genel Müdürlüğü) ilgili çıkış kapısı gümrük idaresine ödeme bildirimine mesnet teşkil eden gümrük beyannameleri konusu ürünün Irak’a yurtdışı edilip edilmediği yazılı olarak sorulur. Ancak, ihtiyaç duyulması halinde diğer ilgili Gümrük idarelerinden de teyit alınması cihetine gidilebilir” demektedir.
 
T.C.YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2003/8798 K. 2003/13285 T. 6.11.2003

DAVA : Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşme davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün müdahil davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat Faik Tanlık gelmiş diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı, Valilikçe yasal dayanağı olmadığı halde motor sınır ticareti uygunluk belgesi için alınan toplam 362.300 USD. karşılığı 92.310.000.000.-TL.nın faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı, paranın TL. üzerinden bağış olarak verildiğini zamanaşımının da dolduğunu savunmuştur.
Hazine ödemenin kendilerince yapılmasının söz konusu olduğunu ileri sürerek davalı yanında müdahil olarak davaya katılmıştır.
Mahkemece davacının geri alma hakkını yeni öğrenmiş olduğuna dayanarak davanın kısmen kabulüne 77.536.387.000.-TL.nın tahsiline karar verilmiş hüküm müdahil hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı 1998 yılında yatırmış olduğu sınır ticareti uygunluk belgesi bedellerinin yasal dayanağı olmadığını yeni öğrendiğini ileri sürerek 6.11.2001 tarihi itibarı ile eldeki davayı açmıştır. Davalı borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davacı ve tanık beyanları gözetilerek borcun zamanaşımına uğramadığına ve aksinin de davalı tarafça ispatlanamadığına dayanılarak işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
1-Taşıyıcılık işi ile iştigal eden ve sınır ticareti yapabilmek amacı ile uygunluk belgesi talep eden davacı tacirdir. Talep edilen paranın hangi amaç ile istenildiğini bilebilecek durumda olup, talep edilen meblağı ödese dahi böyle bir sınır ticaretinden beklediği menfaati dikkate alarak istenilen meblağı rızası ile ödemiştir. Tacir olan davacı, basiretli bir tacir gibi davranarak dava konusu parayı öderken ihtirazi kayıtla ödeme imkanı varken bu yola dahi gitmeden ödeme yapmıştır. Bu haliyle davacı borçlu olmadığı şeyi ihtiyari ile veren kimse durumunda olup, dava edilen parayı zorunlu kılınarak veya kendisini borçlu zannederek verdiğini iddia ettiğine göre, davanın hukuki dayanağı sebepsiz zenginleşmedir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı böyle bir dava ise, B.K.nun 66. maddesi uyarınca bir senelik zamanaşımına tabidir. Dava edilen para 1998 tarihinde davacı tarafından ödendiğine göre, bir yıllık zamanaşımı süresinin bu tarihten başlatılması zorunludur. Böyle bir para ödenerek elde edilen uygunluk belgesi ile uzun süre sınır ticareti yapıldıktan sonra 6.11.2001 tarihli dilekçe ile paranın talep edilmesi ve hukuki dayanaklarının sorulması zamanaşımı süresini etkileyen hukuki olgu veya vakıa sayılamaz. Bu durumda mahkemece, B.K.nun 66. maddesinde belirtilen bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu nazara alınarak, davanın bu noktadan reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Yukarıda açıklanan bozma şekil ve sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 275.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 6.11.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 

T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2005/3514 K. 2005/3997 T. 12.4.2005 tarihli kararı aşağıdaki gibidir:
 
Dava dilekçesinde 28.000 Amerikan Doları için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı ve dahili davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, sınır ticareti kapsamında yurt dışından motorin ithal edebilmek için alınması zorunlu ve gerekli olan uygunluk belgesini alabilmek için davalı Artvin Valiliği tarafından kendisinden para istenildiğini, istenilen parayı yatırdığını, ancak daha sonra kontenjanın dolmuş olması nedeniyle ithalatın gerçekleşmediğini yatırmış oldukları 28.000 Amerikan Dolarının geri alınması için yapmış oldukları icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istenilmiştir.
Davalı Artvin Valiliği husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddi gerektiğini savunmuş, davaya dahil edilen Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı hakkındaki davanın reddi, Artvin Valiliği hakkındaki davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
Davacı sınır ticareti yapmak üzere petrol ithal edebilmek için yaptığı başvuru sırasında Valilikçe istenilmesi üzerine davalının banka hesabına değişik tarihlerde para yatırdığını, ancak Artvin İl kontenjanının dolmuş olması nedeniyle motorin ithal etme imkanının ortadan kalktığını ileri sürerek bu davayı açmıştır.
Dava Bakanlar Kurulunca çıkartılan sınır ticareti ile ilgili kararnameye dayanmaktadır. Çıkarılan Bakanlar Kurulu kararında da sınır ticareti yapmak için, sınır ticareti belgesinin alınmasının zorunlu olduğu ve bu belge ile ilgili şekil ve esasların Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca belirleneceği, Bakanlar Kurulu kararını Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlığın yürüteceği belirtilmiştir. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlı Devlet Bakanlığına bağlı olup, genel bütçeye dahildir.
Dava açılırken Artvin Valiliği davalı olarak gösterilmiş, dava dilekçesi Valiliğe tebliğ edilmiş, Artvin Valiliği adına vali tarafında vekalet verilen avukat tarafından Artvin Valiliği davalı olarak yargılamada temsil edilmiştir. Açılan davada gerçek hasmın, davalının, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlık olup, valiliğe husumetin yöneltilmesi temsilcide yanılmadır. Bu nedenle Artvin Valisinin valiliği temsilen vekalet verdiği avukatın huzuru ile yargılamaya devam olunup Artvin Valiliği hakkında davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Kabul şekline göre de ;
Davaya konu edilen alacak miktarı davacı tarafından bankaya Amerikan Doları karşılığı Türk Lirası olarak yatırılmış olduğu dikkate alınmadan, alacağın Türk Lirası yerine Amerikan Doları olarak hüküm altına alınmış olması da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.04.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
T.C.YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2003/6656 K. 2003/11598 T. 9.10.2003 tarihli kararı aşağıdaki gibidir:
 
Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
Davacı, davalı şirket tarafından A Valiliği aleyhine açılan alacak davasının kabul edildiğini, ancak Valiliğin serbest olarak görev yapan bir Avukata vekaletname vermek suretiyle adı geçen Bakanlığı veya organı temsil ettirme yetkisinin bulunmadığını, bu konudaki yetki ve görevin 4533 sayılı kanun uyarınca hazine avukatına ait olduğuna, özel avukat huzurunda görülen davalarda, adı geçen avukat tarafından yapılan tüm işlemlerin batıl olduğunu, bu davaların henüz öğrenilmiş bulunduğunu ileri sürerek, yargılamanın iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı tarafından A Valiliği aleyhine açılan 2000/293 esas 2001-590 karar sayılı dava dosyasında davalının hazine vekili tarafından değilde yetkisiz vekil tarafından temsil edildiğini bildirerek ( HMUK 445/8 maddesine dayanarak iadeyi muhakeme talebinde bulunmuştur. İadeyi muhakeme istenen dosyada davacı sınır ticareti yapmak üzere petrol ithal edebilmek için yaptığı başvuru sırasında davalı Valiliğin kendisinden para aldığını ancak bunun yasal dayanağının olmadığını savunmuştur. Dava Bakanlar Kurulunca çıkarılan sınır ticareti ile ilgili kararnameye dayanmaktadır. Çıkarılan Bakanlar Kurulu kararlarında sınır ticareti yapmak için, sınır ticareti belgesinin alınmasının zorunlu olduğu ve bu belge ile ilgili şekil ve esasların Hazine ve Dış ticaret Müsteşarlığınca belirleneceği, Bakanlar Kurulunun kararını Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu bakanlığın yürüteceği belirtilmiştir. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Devlet Bakanlığına bağlı olup, genel bütçeye dahildir. Dava açılırken A Valiliği davalı olarak gösterilmiş, dava dilekçesi Valiliğe tebliğ edilmiştir. Açılan davada gerçek hasmın, yani davalının Hazine ve Dış ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu bakanlıktır. Valiliğe husumetin yöneltilmesi temsilcide yanılmadır. Öte yandan genel bütçeye dahil devlet dairelerini adliye mahkemelerinde temsil etme yetki ve görevi 4353 sayılı yasa ile hazine avukatlarına verilmiştir. Yargılama sırasında davalı tarafı hazine vekilleri değil, A Valisinin verdiği vekalet ile tayin ettiği avukat temsil etmiştir. Bu avukatın davalı tarafı temsil etmesi yasal değildir. Yine aynı dosyada hazine vekillerine yapılmış bir tebligatta bulunmamaktadır. Öyle olunca davacı yanın yargılamanın iadesi talebi usulün 447 maddesinde belirtilen süre içinde yapılmıştır. Mahkemece yargılamanın iadesi talebi kabul edilip, işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 9.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yazar Hakkında