CEVAP 176 :
Her şeyden önce vergi borcunun tahsili ile haciz işleminin başlatılabilmesi açısından gerekli yasal prosedür işletilmeksizin ilgilisi hakkında haciz işlemi yapılamaz.
Vadesinde ödenmeyen vergi borcunun tahsili amacıyla haciz işleminin tesis edilebilmesi için öncesinde usulüne uygun düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş bir ihbarname ve ödeme emrinin bulunması gerekir.
213 Sayılı Vergi Usul Kanununda tebliğin mükellefe ilanla yapılacağı haller sayılmıştır. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu md.103’e göre; “Muhatabın adresi hiç bilinmezse; muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse; başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa; yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa tebliğ ilan yoluyla yapılır.”
Görüldüğü üzere idare ancak kanunda sayılı hallerde ilanen tebligat yaparak vergi tahakkuku ile mükellef hakkında haciz işlemi başlatabilir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu md.114’e göre; “Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar” denilmektedir.
Vergi dairesi vergi borcuna ilişkin ihbarnamenin vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde mükellefe tebliğ edilmiş olduğunu ispat edebilmelidir. Diğer bir ifade ile vergi borcuna dair tebliğ 5 yıl içerisinde usulüne uygun şekilde yapılmazsa ihbarnamenin içeriğini teşkil eden vergi borcunun zamanaşımına uğradığı kabul edilmelidir.