Dijital Telif Hakları Düzenlemesi: Türkiye’nin Yerli ve Milli Hamlesi ve Küresel Rekabet

Dijital çağın getirdiği en kritik hukuki dönüşümlerden biri olan Dijital Telif Hakkı Yasal Düzenlemesi sürecinin, yerli ve milli içerik üreticilerimizin ekonomik bağımsızlığı perspektifinden değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu düzenleme, sadece bir telif meselesi değil, aynı zamanda Türkiye’nin dijital egemenliğini güçlendirme, vergi kaybını önleme ve döviz çıkışını azaltma stratejisinin kritik bir parçasıdır.

1. Düzenlemenin Ekonomik ve Milli Gerekliliği

Türkiye’de yürürlükte olan mevcut fikri mülkiyet kanunları, dijital platformların haber ve içerik akışını domine ettiği, milyarlarca dolarlık küresel bir sektörün ekonomik dengesizliğini yönetmekte yetersiz kalmaktadır.

Büyük dijital mecraların, Türk medya kuruluşlarının ürettiği emek yoğun içerikleri kullanarak reklam geliri elde etmesi ancak bu gelirin adil bir payını aktarmaması, geleneksel ve dijital medya sektörünü derin bir krizin içine sürüklemiştir.

Bu düzenleme ile hedeflenen stratejik kazanımlar:

  • Döviz Çıkışının Önlenmesi ve Vergi Kaybının Kapatılması: Yurt dışı merkezli dijital platformlara giden ve tahminlere göre yıllık milyarlarca doları bulan reklam gelirlerinin adil bir kısmının Türkiye’deki içerik üreticilerine ödenmesi sağlanarak ülkenin döviz kaybı azaltılacaktır. Platformların Türkiye’deki ticari faaliyetlerinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesiyle vergi kayıpları en aza indirilecektir.
  • Yerli ve Milli Dijital İçerik Üretiminin Teşviki: Özgün ve kaliteli haberciliğin ekonomik sürdürülebilirliği sağlanarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve Türkiye’de faaliyet gösteren kurumlar tarafından üretilen yerli ve milli içeriklerin kalitesi ve hacmi artırılacaktır.

2. Türk Modelinin Temel Taşları: Özel Yazılım ve Meslek Birliği

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu tarafından son aşamasına gelinen düzenleme, uluslararası örnekleri inceleyerek Türkiye’nin özgün koşullarına uygun bir hibrit model geliştirmektedir. Bu modelin iki temel unsuru bulunmaktadır:

Özel Yazılım ile Orijinal İçeriğin Tespiti

Dijital telif hakkının adil dağıtımının önündeki en büyük engel, bir haberin veya içeriğin dijital mecralarda ilk olarak kimin tarafından ve ne zaman yayınlandığının kesin olarak tespit edilememesidir.

Bu kapsamda geliştirilmesi öngörülen özel yazılım sistemi, yapay zekâ ve ileri teknoloji kullanarak içeriğin ilk sahibini yüksek kesinlikle belirleyecektir. Bu yerli teknolojik çözüm, dijital platformların keyfi algoritma değişikliklerinin aksine, emeğin gerçek sahibine hakkının adil bir şekilde ödenmesini hukuki bir zorunluluk altına alacaktır.

Meslek Birliği Oluşumunda Stratejik Öncelik

Düzenlemenin öngördüğü, medya ve içerik üreticilerini temsil edecek MESAM benzeri Meslek Birliği yapısı, küresel platformlarla müzakere gücünü artırmayı hedeflemektedir. Bu yapının misyonu, ulusal çıkarları önceliklendirmelidir:

  • TC Vatandaşları ve Kurumların Önceliği: Kurulacak Meslek Birliği’nin temel misyonu, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve/veya Türkiye’de mukim kurumsal ve bireysel dijital içerik üreticilerinin haklarını gerek yurt içinde gerekse uluslararası platformlar nezdinde en üst düzeyde korumak olmalıdır.
  • Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerin Desteklenmesi: Birliğin, sadece iç piyasadan telif geliri elde etmekle kalmayıp, aynı zamanda Türk medyasının yurt dışı mecralarda görünürlüğünü artıracak, telif haklarını yurt dışında pazarlayacak ve böylece ülkeye yurtdışından döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunmasını teşvik edecek bir mekanizmaya sahip olması kritik önem taşımaktadır.

3. Küresel Hukuki Emsaller

Türkiye’nin attığı bu adım, dünyadaki büyük ekonomilerin teknoloji devlerine karşı verdiği mücadelenin bir devamıdır. Avrupa Birliği, Avustralya ve Kanada, dijital telif hakları konusunda zorlayıcı yasalar çıkararak platformlardan adil ödeme almayı başarmış başlıca örneklerdir:

  • Avrupa Birliği’nin (AB) Dijital Tek Pazar Direktifi’nin (Madde 15) yayıncılara tanıdığı lisans verme ve adil ücret talep etme hakkı sayesinde, platformlar ile yayıncılar arasında ikili anlaşmalar başlamıştır.
  • Avustralya’da yürürlüğe giren Haber Medyası Pazarlık Kanunu (NMBC), başarısız müzakereler karşısında zorunlu ve bağlayıcı tahkim mekanizmasını devreye sokarak, Google ve Meta gibi devleri, başlangıçtaki dirence rağmen yüzlerce milyon dolarlık anlaşmalar imzalamaya zorlamıştır.
  • Kanada’nın Çevrimiçi Haber Yasası (Bill C-18), platformlara yerel haber içeriği için ödeme zorunluluğu getirmiştir. Bu yasa, Google’ın bir fon ödemeyi kabul etmesiyle sonuçlanırken, Meta (Facebook/Instagram), yasal yükümlülükten kaçınmak için platformlarındaki haber içeriklerini kaldırma kararı almıştır. Bu küresel örnekler, teknoloji devlerinin yalnızca güçlü ve caydırıcı yasal düzenlemeler karşısında ödeme yapmaya yanaştığını somut bir şekilde göstermektedir.

Türkiye, dijital telif hakları konusunda attığı bu adımla küresel hukuki tartışmanın merkezine yerleşmiştir. Ancak yasanın tam potansiyeline ulaşması için uygulama sürecinde bazı kritik noktaların hassasiyetle yönetilmesi gerekmektedir.

4. Sonuç ve Öneriler

  1. Tabana Yaygın ve Adil Dağıtım Güvencesi: Kurulacak Meslek Birliği, yalnızca büyük medya gruplarının değil, özellikle ekonomik kırılganlığı yüksek olan küçük ve bağımsız dijital yayıncıların ve bireysel dijital içerik üreticilerinin haklarını koruyacak adil ve şeffaf bir gelir paylaşım modelini benimsemelidir.
  2. Özel Yazılımın Bağımsız Denetimi: Orijinal içeriği tespit edecek olan özel yazılım sisteminin yerli ve milli olmasına önem verilmeli, bağımsız bir denetim mekanizması tarafından düzenli olarak incelenmesi, platformların ve yayıncıların sisteme olan güvenini maksimize edecektir.
  3. Hukuki Yaptırımların Caydırıcılığı: Kanada örneğinde Meta’nın yaptığı gibi, platformların yasal yükümlülükten kaçınmak amacıyla Türkiye’deki haber hizmetlerini kısıtlama ihtimaline karşı, uluslararası ve ulusal alanda güçlü ve caydırıcı cezai yaptırımlar düzenlemede mutlaka yer almalıdır.
  4. Uluslararası Hukuk Stratejisi: Meslek Birliği, Türk içeriklerinin uluslararası platformlarda da lisanslanması ve yurt dışından döviz geliri elde etmesi için etkin bir uluslararası hukuk ve pazarlama stratejisi geliştirmelidir.

Bu yasal düzenleme hazırlıklarının Türk basınının, geleneksel ve medyasının dijital dönüşümünü hızlandıracak, yeni medya stratejilerine uyumunu sağlayacak, emeğin karşılığını teslim edecek ve Türkiye’nin dijital ekonomideki konumunu güçlendirecek tarihi bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Yazar Hakkında