Özel görüntüleri kendisinin izni olmaksızın internete yüklenen gençler intihar ediyor ya da cinayet işliyor. Hollanda’dan ABD’ye, Avustralya’dan Almanya’ya siber mobbing vakalarına her gün bir yenisi ekleniyor.
Almanya’nın kuzeybatısındaki Oberhausen kentinde, Elsa Braendström lisesindeyiz.
Onuncu sınıftaki E. T., A. T.’un veda videosuyla arkadaşlarını şoke ediyor. 15 yaşındaki Kanadalı, mesajına şunları yazmış:
“Çok korkuyordum… Dışarıya bile çıkamıyordum.” Genç kız kısa süre sonra intihar etmiş. Yabancı birinin üstsüz fotoğrafını internete yüklemesi yüzünden yıllarca internet üzerinden mobbinge maruz kalmış. Facebook’taki ‘veda videosu’ sanki tüm dünyaya, ‘Siber mobbing can alabilir’, diyor.
‘Medya gözlemcileri’ iş başında
Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde 360 medya gözlemcisi bulunuyor. İki yıldır öğrencilerin medya uzmanlığından yararlanılıyor.
Bunlardan biri de 16 yaşındaki E. T. E. 10’uncu sınıfa gidiyor.
Öğrenciler kendileri gibi birisi tarafından, eşit bir ortamda aydınlatılıyor. Bu yöntem işe de yarıyor.
Öğrenciler daha sonra A. T.’un veda videosunu değerlendiriyor. Kız öğrencilerden biri, “Bu gerçekten şoke ediciydi“ diyor. Bir başka öğrenci, “Çok tuhafıma gitti. Ne de olsa bizim yaşlarımızda bir kız… Ben de face’te olduğum için aklım karıştı” sözlerini kullanıyor.
Bir erkek öğrenci, “Böyle bir şeyin olabileceği hiç mi hiç aklıma gelmezdi. Gerçekten çok kötü bir son” diyor. Bir kız öğrenci, “Kuzenimin sınıfında da böyle bir şey olmuştu, oradan biliyorum” yorumunu yapıyor.
Dünya çapında bir sorun
Projeyi başlatan Marco Fileccia, Elsa Braendström lisesinde enformatik öğretmeni. Öğrencilerinin internet düşkünlüğünün farkında. Ve çoğunun bu ilginin kendileri ve başkaları için ne gibi sonuçlara yol açabileceğini düşünmediklerini belirtiyor. Okullarda mobbing’in daha önce de olduğunu ancak siber mobbingin çok daha farklı ve acımasız olduğunu söylüyor.
“Siber mobbing’in günü saati yok. Eskiden okul bahçesinde ya da eve giderken saldırılar gerçekleşirken artık 24 saat mobbing yapılabiliyor. Klasik mobbing’den farkı, anında çok daha fazla sayıda meraklı tarafından izlenebilmesi. Bence en vahim yanı da bu. Seyredenleri tanımıyorsun, yapılan saldırıdan kaç kişinin haberdar olduğunu bilmiyorsun. İnternete konan fotoğrafını ya da filmini kimin seyrettiğinden haberin yok. İşte bütün bunlar mobbing’i tehlikeli kılan faktörler.”
Siber mobbing’in farkı
Marco Fileccia, siber mobbing’in farkını şu sözlerle özetliyor: “Medya aracılığıyla iletişim yüz yüze gelmeden yapılır. Yani karşımdakinin tepkisini göremem. Kazara veya isteyerek onu aşağılayan bir şey yazarım ama onu görmediğim için nasıl acı çektiğini görmem. Buna ‘internetin çekinmeyi ortadan kaldırma’ özelliği deniyor. Yani göremediğim için tepkim daha ağır oluyor.”
Online neslin yükselişi
Öğrencilerin aydınlatılmasına rağmen Fileccia’nın okulunda siber mobbing olursa, devreye Elias Trewin gibi, arkadaşlarının güvenebilecekleri gözlemciler giriyor.
Gözlemcilerden Elias Trewin, “Siber mobbing’e maruz kalan kişinin, birilerine açılması gerekiyor. Büyüklere gidip bana siber mobbing yapılıyor, hakkımda şu dedikodular yayılıyor demekten çekinen akranlarımız bize başvurabiliyorlar” diyor.
Elias okullarında uzun zamandır siber mobbing’e rastlanmadığını anlatıyor. Bunda, öğrencilerin aydınlatılıp bilgilendirilmesinin de rolü var. Öğrenciler toplantı salonundan güven tazeleyerek ayrılıyorlar. Tek bir sözün nelere yol açabileceğini ve gerektiğinde kimden yardım alabileceklerini artık biliyorlar.
kaynak: http://www.dw.de/siber-mobbing-can-al%C4%B1yor/a-16493782